Antalya’da Lezzet, Müzik, Eğlence ve Gerçek Yaşam Ruhu
- 16.07.2025 08:29
- Antalya Hakkında
ANTALYA’YI YEMEKLE, EĞLENCEYLE VE GERÇEK ANILARLA KEŞFET
Antalya sadece gezilecek bir şehir değil; kısa bir süreliğine yaşayacağın bir yer. Turistik noktaları sırayla gezmek yerine, deniz kenarında ızgara balık yemek, bir bahçe barda canlı müzik dinlemek, günbatımında tekneyle açılmak ya da bir plaj kulübünde sabaha kadar dans etmek... İşte gerçek Antalya böyle bir şehir. Hem ruhunu hem bedenini doyuran bir yer.
İlk bölümde, taşın denizle buluştuğu, kahve kokusu ve kahkahaların taş sokaklarda yankılandığı Kaleiçi’yle başlayalım.
KALEİÇİ – ŞEHRİN RUHU
Kaleiçi, Antalya'nın açık hava tiyatrosu gibi. Ahşap balkonlu Osmanlı evleri, gizemli şekilde kıvrılan dar sokaklar ve begonvillerin arkasında saklanan restoranlar... Romantik olmanın ötesinde; burası gerçekten yaşayan bir yer.
Seraser Fine Dining – Tuzcular Mahallesi, Karanlık Sokak No:18
300 yıllık taş bir yapının zarifçe restore edilmiş hali olan Seraser, yemeği bir ritüele dönüştürüyor. Beyaz örtülü masalar, mum ışığı ve Akdeniz'den Asya füzyonuna uzanan lezzetler… Özel bir akşam için ideal. Her lokmada Kaleiçi'nin zarafetiyle bütünleşiyorsunuz.
Yemeğinizden önce ya da sonra Tam Gün Antalya Şehir Turu ile doğayla tarihin iç içe geçtiği yerleri yumuşak bir tempo ile gezebilirsiniz.
Vanilla Restaurant – Barbaros Mahallesi, Hesapçı Sokak No:33
Türk-İngiliz bir çiftin işlettiği Vanilla, mevsimsel, yerel malzemelerle yaratıcı ve zarif sunumlar yapıyor. Bir gün balkabaklı risotto, ertesi gün mango salsalı levrek tabağıyla karşılaşabilirsiniz.
Yemeğin ardından biraz adrenalin mi? Antalya Quad ATV Turu tam size göre. Çam kokulu toprak yollarda toz toprak içinde bir yolculuk... Sonra duş alıp şehre, akşam yemeğine dönersiniz.
Castle Café & Bistro – Mermerli Sokak No:10
Limanın hemen üstündeki bu küçük kafe, yemeklerinden çok manzarasıyla dikkat çeker. Altın renkli günbatımı denize dökülürken bir kadeh şarap ya da meze tabağıyla oturmak yeterlidir.
Hemen aşağısında sizi deniz bekliyor. Antalya Körfezi'nde Gün Batımı Tekne Turu ile şehir ışıkları uzaklaşırken dalgaların üstünde süzülün.
LARA VE LİMAN – SAHİL TADINDA, YEREL HAYATTAN İZLER
Kaleiçi’nin taş sokaklarından uzaklaştığınızda, Lara ve Liman semtleri sizi daha ferah bir Antalya’yla tanıştırır. Burada geniş kaldırımlar, palmiye sıralı yollar, denize sıfır restoranlar ve yerellerle turistlerin iç içe geçtiği rahat bir atmosfer vardır. Kumda çıplak ayakla kokteyl içebilir, ızgara balığınızı denizin hemen kenarında yiyebilirsiniz.
Arma Restaurant – Antalya Marina, Kaleiçi Yat Limanı
Teknik olarak hâlâ eski kente yakın olan Arma, geçmişle geleceği birbirine bağlar. Eski bir kargo binasında hizmet veren restoran, marinaya bakan etkileyici bir manzaraya sahiptir. İnsanlar burada sadece levrek ya da karides risottosu için değil, tabaklar arasında duydukları sessizlik için gelir.
Bu manzarayı Aşağı Düden Şelalesi’ne Tekne Turu ile tamamlayabilirsiniz. Tekneyle falezlerin arasından ilerleyip şelalenin döküldüğü noktaya varırsınız. Doğanın sesiyle birlikte yavaşça kıyıya dönersiniz.
Lara Balık Evi – Lara Caddesi No:178, Fener Mahallesi
Her deniz mahsulü için şık masa örtüleri gerekmez. Lara Balık Evi, plastik sandalyeler, tahta masalar ve kahkahalarla dolu bir sofradır. Soğuk mezeler, ızgara barbunya ve gerçek Türk misafirperverliği burada birleşir. Sahibi size tatlı ikram edebilir, yan masadaki biri nereli olduğunuzu sorabilir. Samimi, sade ve içtendir.
Yemeğin ardından biraz serin bir doğa kaçamağı yapmak isterseniz, Yeşil Kanyon Tekne Turu sizi dağların arasındaki zümrüt sularda sessiz bir yolculuğa çıkarır.
Şişçi Ramazan – Lara Caddesi No:24, Güzeloba
Burası tam anlamıyla etin koktuğu, dumanın yükseldiği bir mangal cennetidir. Şehrin yerlileri burada kuzu şiş, acılı tavuk kanadı ve taze lavaş için sıraya girer. Sade, gürültülü ve baharatla közün kokusu birbirine karışır. Türk ruhunu mangalda tatmak istiyorsanız adres burasıdır.
Akşamdan önce farklı bir şey deneyin: Antalya Kumsallarında At Binme Turu. Güneş alçalmış, deniz kıyısında atlar hafifçe yürürken rüzgâr teninizi serinletir. Sonrasında ise iştahınız yerine gelir.
Up Shot Bar – Lara Caddesi No:348
Antalya’nın gece hayatı bağırmaz—ritim tutar. Up Shot, neon renkler, dünya müzikleri ve genç bir kalabalıkla dolu bir kokteyl barıdır. Türkçe, İngilizce, Almanca hatta Rusça konuşmalar duyarsınız. Gösterişli değildir, ama geceyi başlatmak isteyen herkesin yolunun düştüğü yerdir.
Hafta sonuna enerjiniz kaldıysa, Land of Legends Gece Gösterisi sizi bekliyor. Işıklar, su oyunları, müzik ve akrobasi—neredeyse Las Vegas havasında, Akdeniz kıyısında.
KONYAALTI SAHİLİ – DENİZ KIYISINDA HAYAT, DOĞADA GÜNLER
Konyaaltı, dağlarla denizin buluştuğu yerde uzanır. Şehir merkezinden batıya doğru kıvrılan bu geniş sahil şeridi, yürüyüş yolları, plaj kulüpleri, uzun teraslı kafeler ve gün boyu yaşayan açık alanlarla doludur. Sabah çayını yudumlarken yamaç paraşütüyle süzülenleri izleyebilir, akşam güneşi batırırken kumda çıplak ayak dans edebilirsiniz. Hem dinginlik hem hareket burada bir arada.
Rokka Beach Lounge – Konyaaltı Sahil Şeridi
Şık ama samimi bir mekan olan Rokka, şehir havasıyla sahil rahatlığını birleştiriyor. Gündüzleri hafif atıştırmalıklar, meyve kokteylleri ve şezlong keyfi; akşamları ise loş müzik, sahilde yakılan ateşler ve sade bir sohbet atmosferi. Yerel halk bu sadeliği seviyor. Turistlerse bir kez gelip defalarca geri dönüyor.
Rokka'nın hemen arkasından macera başlar. Toros Dağları’nda Jeep Safari Turu ile dağ köylerinden geçerek toprak yollar, nehir geçişleri ve fotoğraf molaları eşliğinde unutulmaz bir gün yaşayabilirsiniz. Öğle yemeği de geleneksel bir köyde sizi bekliyor.
Big Yellow Taxi Benzin – Akdeniz Bulvarı No:70
Amerikan usulü büyük burgerler, yüksek sesli müzik ve esprili kokteyllerle dolu bu renkli mekan, karışık bir kalabalığa hitap eder. Üniversite öğrencileri, dijital göçebeler ve “eğlenceli bir yer arıyorduk” diyen turistler burada buluşur. Rahat, enerjik ve sohbet dolu bir atmosfer sunar.
Ama güne biraz daha sakin başlamak isteyenler için öneri: Tünektepe Teleferikli Antalya Şehir Turu. Kısa ama etkileyici bir teleferik yolculuğuyla Konyaaltı plajını ve Beydağları’nı yukarıdan izleyin.
Shakespeare Coffee & Bistro – Atatürk Bulvarı No:110
Zincir restoran olsa da Konyaaltı’ndaki şubesi özgün bir havaya sahip. Modern tasarımı, fırından yeni çıkmış ürünleri ve zengin kahvaltı menüsüyle hem sabah erken kalkanlara hem de kahvaltıyı öğlene bırakanlara hitap eder. Şemsiyeli masa altına oturun, denize karşı çayınızı yudumlayın ve güne yavaş başlayın.
Bu yavaşlığı doğayla devam ettirmek isterseniz, Karacaören Gölü ve Şelaleler Tekne Turu tam size göre. Ağaçlarla çevrili gölde yüzme molaları, gölge altında göl kenarında öğle yemeği ve doğayla baş başa kalabileceğiniz huzurlu bir gün sizi bekliyor.
Velespit Pub – Arapsuyu Mahallesi, Atatürk Bulvarı No:146
Gürültülü, yerel ve soğuk Efes’in musluktan aktığı bir yer. Velespit, canlı rock grupları ve bol sohbetle dolup taşan, hafta sonları masaların dolduğu, kahkahaların havada uçuştuğu, tipik Türk sıcaklığını yaşatan bir pub. Tanımadığınız bir masadan bir kadeh uzatılabilir. Yabancı gibi gelip dost gibi ayrılırsınız.
Gecenin sonunda enerjiniz hâlâ bitmemişse, Tahtalı Dağı’ndan Yamaç Paraşütü ile günü zirvede kapatın. Deniz, dağlar ve ormanlar ayaklarınızın altına serilirken süzülmek; başka hiçbir şeye benzemez.
GECELERİ ANTALYA – MÜZİK, KOKTEYLLER VE GECE MASALLARI
Güneş Toros Dağları’nın arkasında kaybolup deniz gümüşe döndüğünde, Antalya bambaşka bir şeye dönüşür. Kafeler loş ışıklarını yakar, barmenler ritmik hareketlerle içkilerini hazırlar, çatılardan ve bodrum katlarından müzik yükselmeye başlar. Antalya deli bir gece şehri değildir, ama eğlendirmeyi iyi bilir. Ve bunu zarafetle yapar.
The Rox Lounge – Lara Yolu, Fener Mahallesi
Bir butik otelin içinde ama herkese açık olan The Rox Lounge, şıklıkla rahatlığı harmanlar. Fazla gürültüsüz ama duygulu bir ortam arayan çiftler veya gezginler için idealdir. Caz geceleri, özel kokteyller ve loş ışıklar... Hafif meltemle gelen deniz kokusu eşliğinde biberiye tonikli bir cin içerken zaman yavaşlar.
Geceye kültürel bir dokunuşla başlamak isterseniz, Anadolu Ateşi Dans Gösterisi tam yerinde bir seçim olur. Ritmi, kostümleri ve o çiğ enerjisiyle bu gösteri, müzik bittikten sonra bile aklınızda kalır.
Up Shot Bar – Lara Caddesi No:348, Lara
Lara’nın ana caddesi üzerinde yer alan Up Shot geceleri daha da hareketlenir. Neon ışıklar altında parlayan kokteyller, saat gece yarısını geçtikçe dans eden kalabalık... İstanbul’dan ya da yurt dışından gelen DJ’ler burada sahne alır. Kalabalık genç, çok dilli ve coşkulu. Uzun sohbetler değil, kahkahalar ve bolca selfie vardır burada.
Ertesi gün başınız ağırsa dert değil. Antalya’da Geleneksel Türk Hamamı sadece teri değil, yorgunluğu da atar. Kendinize gelmenin en güzel yollarından biri.
The 16 Roof – Akra Hotel, Şirinyalı Mahallesi
Dünyanın tepesindeymiş gibi hissetmek istiyorsanız, adres burası. Akra Hotel’in çatı katındaki bu bar, hem körfeze hem dağlara bakar. Şık içkiler, özenle hazırlanmış atıştırmalıklar, deep house ve zaman zaman canlı saksafon müziği... Kıyafetinizi düzeltin, en havalı içeceğinizi sipariş edin ve sadece bir kez olsun “şimdi yaşıyorum” deyin.
Ama yükselmek istemiyorsanız, suya inin: Antalya Körfezi’nde Özel Yat Turu gündüz ya da gece yapılabiliyor. Müzik, içki ve tamamen size ait bir ritim.
TATLI SABAHLAR, ŞEKERLİ ÖĞLEDEN SONRALAR – ANTALYA’DA KAHVALTI VE TATLI NEREDE YENİR?
Antalya’da bir güne başlamak, sadece kahvaltı etmek değil; bir ritüele katılmaktır. Masada onlarca küçük tabak, taze ekmek, demlenmiş çay ve mümkünse deniz manzarası... Güneş yükseldikçe tatlılar sahneye çıkar: şerbetli baklava, erimeyen dondurma ya da tahinle sunulan meyve dilimleri. Bu şehirde sabahlar doyurur, öğleden sonralar şımartır.
The Big Man Breakfast House – Atatürk Bulvarı No:118, Konyaaltı
Gerçek bir kahvaltı tutkunuysanız, aç gelin. Big Man’in karışık Türk kahvaltısı tek kelimeyle bir şölen: peynirler, reçeller, yumurtalar, zeytinler, sucuk, kaymaklı bal ve limitsiz çay. Ortam rahat, samimi; sabah 10’da masalar kalabalık aileler ve arkadaş gruplarıyla dolmaya başlar.
Sonrasında sindirmek için ideal bir rota: Antalya Şehir Turu ve Şelaleler. Yavaş tempolu, doğal güzellik ve tarih dolu bir gün. Ağır kahvaltıdan sonra tam kıvamında bir yürüyüş.
Leman Kültür – Şirinyalı Mah. Lara Caddesi No:24
Leman sadece bir kafe değil; bir yaşam alanı. Sanat kafesi mi, mizah mekânı mı? İkisi birden. Öğrenciler, yaratıcı ruhlar ve sabah kahkahası arayan herkesin mekanı. Kahvaltı menüsünde “Hangover Tabağı” ya da “Uyan Türkiye” gibi isimler dikkat çeker. Tatlılar da esprili: Nutellalı krep, dev brownie’ler ve “yemek mi bu, tatlı mı?” dedirten milkshake’ler.
Gün bittiğinde biraz klasik ama etkileyici bir kapanış yapmak isterseniz: Aspendos Opera ya da Bale Festivali. Yıldızlar altında, Roma tiyatrosunda, müzikle zamanın durduğu bir gece.
Sibel’in Bahçesi – Andızlı Mah. 1334 Sokak No:2, Kaleiçi
Kaleiçi’nin gizli hazinelerinden biri. Gerçek bir bahçe, gerçek bir ev, gerçek bir masa. Ev yapımı reçeller, köy usulü gözleme, organik yumurta... Sibel’in Bahçesi’nde aceleye yer yok. Kediler sandalye kapabilir, ev sahibi sizinle sohbet edebilir. Fotoğraflık değil—yaşanmalık.
Yemekten sonra dinginliği suyla buluşturmak isterseniz: Antalya Körfezi’nde Gün Batımı Tekne Turu. Sessiz, sade ve Sibel’in huzuruyla birebir örtüşen bir deneyim.
GECE IŞIKLARI, GEÇ SAAT MASALARI – ANTALYA’DA GECE NE YENİR?
Saat gece yarısı. Konserden, bir tekne turundan ya da sahil boyunca uzun bir yürüyüşten yeni döndünüz. Hâlâ uyanıksınız. Ve mideniz de öyle. Neyse ki Antalya, “mutfak kapandı” diyen bir şehir değil. Bir sokak köşesinde dürüm, liman kenarında balık ekmek ya da neon ışıklarla aydınlanan bir kafede tatlı... Antalya geceyi aç geçirmenize izin vermez.
Paçacı Şaban – Yener Ulusoy Bulvarı No:46, Muratpaşa
Gece çorbası denince Antalya’da akla ilk gelen yerlerden biri. Küçük, parlak, hep açık. Özelliği: paça çorbası. Sarımsaklı, yoğun, ilik ilik bir et suyu. Ama mercimek, işkembe ve hatta fırında sütlaç da menüde. Taksi şoförleri, müzisyenler, gececi esnaf ve sabaha kadar eğlenen gençler bu masalarda yan yana oturur. Hafif terleten bir baharat, sonra iç ısınıverir.
Çorbanın ardından geceyi başka bir boyuta taşımak isterseniz: Kemer Koyları’nda Özel Yat Turu. Ay ışığı altında sessiz bir deniz yolculuğu, gecenin en tatlı finali olabilir.
Dürümcü Sedat – Lara Yolu, Çağlayan Mahallesi
Burası gösteriş peşinde değil. Amacı tek: sizi hızlı ve iyi doyurmak. Gece geç saatlere kadar açık olan bu dürümcüde, kuzu etli dürüm, acılı tavuk, közlenmiş biberle dolu sandviçler sizi bekler. Hava dumanlı, kâğıt peçeteler bolca kullanılır, tabak yerine tepsi gelir. Ama gece açlığı bastırınca, başka hiçbir şey bu kadar iyi hissettirmez.
Yemeğin ardından hâlâ enerjiniz varsa: Land of Legends Gece Gösterisi sizi ışık, su, ateş ve müzik dolu büyüleyici bir geceye davet eder. Eğlenceli olduğu kadar şaşırtıcı da.
Akdeniz Dondurma – Konyaaltı Caddesi No:42, Meltem
Dondurma için asla geç değildir. Bu küçük aile işletmesi, geleneksel usulle yoğun ve kıvamlı Türk dondurması yapar. Yazın gece yarısına kadar açık, tatlar her zaman taze: fıstık, tahin, dut, gül… Bir top derken iki, sonra üç olur. Yerel halk gibi kaldırıma oturup dondurmanızı yiyebilirsiniz.
Eğer geceye biraz daha müzik ve hareket katmak isterseniz: Alibaba Korsan Gemisi Gece Turu tam aradığınız şey. Ateş şovları, canlı müzik ve hafif delilik. Antalya’nın uykusuz yüzü.
SADECE KAHVE DEĞİL – ANTALYA’DA DÜŞÜNMEK, KONUŞMAK YA DA SADECE VAR OLMAK İÇİN KAFELER
Antalya’da her anın heyecanlı olması gerekmez. En güzel saatler bazen en sessiz olanlardır: kuvvetli bir kahveyle, kucağınızda bir kitapla, ya da yavaş bir sohbet eşliğinde fonda hafif bir müzikle… Bu şehrin kafe kültürü zengin ve çeşitlidir. Bazısı şık, bazısı ruhlu, kimisi kitaplarla, kimisi bitkilerle, bazıları da kedilerle doludur. Ama hepsi, gezginlerin aradığı o küçük duraklama anını sunar.
Bookhouse & Coffee – Haşim İşcan Mah., 1305. Sokak No:3, Kaleiçi
Zamanın yavaşladığı bir yer. Restore edilmiş bir taş evin içinde, vintage mobilyalar, ikinci el kitaplar, espresso ve tarçın kokusu… Masaları gezginler, öğrenciler, sanatçılar ve bazen sessizce gelen bir kedi paylaşır. Yüksek sesli müzik yok. Sadece güzel bir sessizlik. İnsanın içini sakinleştiren türden.
Bu içsel sakinliği doğada sürdürmek isterseniz, Lykia Yolu Dağ Yürüyüşü tam size göre. Antik patikalarda, deniz manzaralı rotalarda, sadece ayak sesleriniz eşliğinde yürüyüş...
Macha Cafe – Fener Mah., 1975. Sokak No:2
Eğer matcha latte, yulaf sütü ve bitki bazlı tatlar size göreyse, Macha sizin yeriniz. Minimalist tasarımıyla modern bir kafe; sade ama karakterli. Yoga sabahları, şiir akşamları düzenleniyor. Bir köşede roman yazan biriyle göz göze gelmek şaşırtıcı değil. Burada zaman durmaz—ama acele etmez de.
Gününüzü görsel bir zıtlıkla tamamlamak isterseniz, Antalya Akvaryumu güzel bir seçenek. Deniz altının sessizliği, neon denizanaları, cam tüneller... Sessiz ama büyüleyici.
The Sudd Coffee – Arapsuyu Mah., Akdeniz Bulvarı No:76
İskandinav havası, ciddi espresso kültürüyle tanınan The Sudd, dijital göçebelerin odaklandığı bir ortam. Ama aynı zamanda ağır sohbetler için de ideal. Masalar geniş, ışık yumuşak, müzik seçilmiş. Soğuk demleme ya da lavantalı latte alın, arkanıza yaslanın ve bir süre hiçbir şey yapmadan oturun.
Ve eğer bu iç huzuru gökyüzüne taşımak isterseniz: Olympos Teleferik ile Tahtalı Dağı’na Yolculuk sizi deniz seviyesinden 2.365 metreye birkaç dakikada çıkarır. Kahvenizi yanınıza alın, bulutların arasında yudumlayın.
ÇOCUKLARIN GÜLÜMSEDİĞİ, BÜYÜKLERİN DERİN NEFES ALDIĞI YERLER – ANTALYA’DA AİLE DOSTU LEZZETLER
Antalya’ya çocuklarla seyahat etmek, lezzetlerden ödün vermek anlamına gelmez. Aksine, bu şehirde en keyifli sofraların bazıları, çocukların kahkahalarıyla süslenen masalardır. Renkli, konforlu, biraz oyunlu, biraz şımartıcı… Hem minikleri mutlu eden hem yetişkinleri tatmin eden adresleriyle Antalya, aile dostu lezzetlerin şehri.
Happy Moon’s – Fener Mah. Tekelioğlu Caddesi No:7, Lara
Geniş alanı, mama sandalyeleri, boyama kitapları ve bol seçenekli menüsüyle çocuklu ailelerin ilk tercihlerinden biri. Kahvaltıdan makarnaya, pankekten salataya uzanan menüde herkes kendine bir şey bulur. Çocuk kahvaltısı tabağında mini kruvasanlar, haşlanmış yumurtadan hayvan figürleri, muz dilimleri ve Nutella bile var. Yetişkinler ise shakshuka, hellimli salata ya da güçlü bir cappuccino ile güne başlar.
Kahvaltıdan sonra enerjiyi atmak isterseniz, Antalya Aqualand Turu çocuklar için kaydırak, havuz, oyun alanları; ebeveynler için gölge ve dondurma molaları sunar.
Gelateria Roma – Atatürk Caddesi No:36, Kaleiçi
Küçük, neşeli ve her zaman gülen yüzlerle çevrili bu İtalyan tarzı dondurmacı, yıllardır Kaleiçi’nin sevilen adreslerinden. Lezzetler sık sık değişiyor ama her zaman taze: mango, limon, antep fıstığı, çikolata parçacıklı vanilya… Bir topla başlayıp ikiye, üçe çıkmak işten bile değil. Ebeveynler içinse bir Türk kahvesiyle devam etmek iyi bir fikir olabilir.
Meraklı çocuklar için bambaşka bir dünya: Antalya Kelebekler Bahçesi Turu. Rengarenk kelebekler, tropikal bitkiler ve bir masalın içine girilmiş hissi.
Mado – Antalya’nın birçok yerinde şubesi var
Mado, Türkiye’nin dondurma klasiği. Uzayan, çiğnenen "dondurma" ile ünlü olsa da menüsü bununla sınırlı değil. Künefe, baklava, sıcak sufle, irmik helvası… Tabii ki Türk kahvaltısı ve hafif öğle yemekleri de var. Ama dürüst olalım—herkes tatlı için geliyor.
Tatlıdan sonra ferahlatıcı, kısa ama eğlenceli bir gezi için Aşağı Düden Şelalesi Tekne Turu çocukları da yetişkinleri de memnun eder. Şelalenin tekneye çarpan suyu yüzlerde gülümseme bırakır.
MUM IŞIĞI, SESSİZ MASALAR VE KONUŞAN MANZARALAR – ANTALYA’DA AŞKA AÇILAN SOFRALAR
Bazen bir şehir, sadece iki kişi için açılır. Özel bir kutlama ya da sadece birlikte geçirilecek sakin bir akşam... Antalya, çiftlere fısıltıyla konuşan, yavaşlatan, göz göze bırakıp kelimelere gerek bırakmayan sofralar sunar. Kayalıklara kurulmuş teraslar, mumlarla aydınlanan avlular, yıldızların altında deniz mahsulleri ya da üzüm bağını andıran bahçelerde bir şişe şarap... Burası aşıkların şehri olabilir.
Seraser Fine Dining – Kaleiçi, Karanlık Sokak No:18
Daha önce de bahsettik ama burada tekrar etmek şart. Mum ışığıyla aydınlatılmış avlusu, canlı klasik gitarı ve kusursuz servisiyle Seraser, zamansız bir romantizm sunar. Sessizce konuşabileceğiniz, hiçbir şey söylemeseniz de çok şey hissedebileceğiniz bir ortam. Menü rafine ama kasıntı değil. Izgara levrek, mantar risotto ve tabakta sanat gibi duran tatlılar.
Gecenizi taçlandırmak için yemekten önce ya da sonra Aspendos Arena’da Troy Dans Gösterisi size drama, ışık, müzik ve taşların içinden yükselen bir duyguyla dolu bir an yaşatır.
Ristorante Verona – Lara, Çağlayan Mah. Lara Caddesi No:342
Denizden gelen hafif bir esintiyle, mum ışığında el yapımı makarna yemek... Verona, Lara’da saklı kalmış bir İtalyan. Deniz ürünlü risotto, zengin kırmızı şaraplar ve sessizliği bilen personeliyle çiftler için gerçek bir sığınak. Arka fonda İtalyan müziği hafifçe akar, siz sadece birbirinize odaklanırsınız.
Daha özel bir şey isteyen çiftler için öneri: Antalya Özel Yat Turu. Kalabalık yok. Sadece siz, deniz ve soğuk bir şişe beyaz şarap. Zamanın durduğu, sadece kalbin attığı anlar için...
7 Mehmet – Meltem Mah. Atatürk Kültür Parkı İçi No:201
Konyaaltı Körfezi’ne yukarıdan bakan, zarif ama kökleri gelenekte olan bir restoran. Füme patlıcanlı kuzu, zeytinyağlı levrek, limonla yumuşatılmış ahtapot... Hepsi ustalıkla sunulur. Ve o tatlı tepsisi? Sadece onun için gelenler bile var. Antalya’da sevgililer yıldönümünü burada kutlar, çünkü burada yemek bir hatıraya dönüşür.
Akşamınıza anlam ve yükseklik katmak için: Tahtalı Dağı Teleferik Yolculuğu. Gün batarken bulutların üstünde el ele durmak, kelimelerden daha fazlasını anlatır.
YERELLER NEREYE GİDER? – SOKAK YEMEKLERİ, GİZLİ DURAKLAR VE GECE YÜRÜYÜŞLERİ
Bazen en iyi yemekler bir kâğıda sarılıp ayakta yenir. Bazen bir liman kenarında, plastik tabakta gelen balık, bir restorandaki tabaktan daha fazla anı bırakır. Antalya’yı turist gibi değil, buradan geçip giden bir dost gibi tanımak istiyorsanız kokuların, seslerin ve yerlilerin izini sürmelisiniz. Çünkü onlar biliyor—nerede doyulur, nerede susulur, nerede gülünür...
Topçu Kebap – Kazım Özalp Caddesi No:15, Kapalı Yol
Gürültülü, parlak, her daim dolu. Et şiş, tereyağlı pilav ve köpüklü ayran için yerlilerin geldiği, yıllardır değişmeyen bir lezzet durağı. Siparişler hızlı gelir, lavaş sıcaktır, etin tadı geçmişi çağırır. İçeride oturabilirsiniz ya da dışarıda kaldırım kenarında Antalya'nın kalabalığına karışarak yiyebilirsiniz.
Bu pratik ziyafeti, manzarayla süslemek isterseniz Tünektepe Teleferikli Antalya Şehir Turu harika bir eşlikçi olabilir. Şehir bir anda size ait gibi gelir. Bir günlüğüne bile olsa.
Cemil Usta'nın Yeri – Muratpaşa, Deniz Mah. 1307. Sokak No:2
Denize sadece birkaç adım uzaklıkta. Midye dolma, kokoreç, dürüm… Gece yarılarına kadar açık bu sokak lezzetçisi, işten çıkanların, akşamdan dönenlerin ya da sadece acıkanların buluşma noktası. Açık hava, sokak lambaları altında kurulmuş masalar, arkada uğuldayan deniz sesi ve yavaş yavaş kapanan şehrin içinde küçük bir hareket.
Sonrasında, sakinliğin içinde her şeyi sindirmek için Antalya Körfezi Gece Tekne Turu en anlamlı kapanışlardan biri olabilir.
Gece Pazarı – 100. Yıl Bulvarı, Muratpaşa
Seyahat bloglarında yok. Her cuma ve cumartesi akşamı kurulan bu yerel pazar, gözleme tezgahları, mısır arabaları, kestane kokusu ve pamuk şeker yığınıyla bir çocukluğa dönüş yolculuğu. Gençler buluşur, yaşlılar dedikodu yapar, çocuklar balon ister. Burası Antalya’nın sahici, cilasız, ama kalpten yüzüdür.
Gecenin enerjisi hâlâ sizdeyse: Anadolu Ateşi Dans Gösterisi ile Antalya’daki son gecenizi müzik ve hareketle uğurlayın. Renk, kültür ve tutkunun sahnede buluştuğu bir final.
ANTALYA’DA GİZLİ KALMIŞ LEZZET DURAKLARI – TURİSTİN BİLMEDİĞİ, YERLİNİN TERK ETMEDİĞİ
Antalya'da herkesin bildiği yerlerin dışında, sadece yerellerin gittiği, tabelasız, Google yorumlarıyla dolup taşmayan ama öğle saatlerinde yer bulmanın imkânsız olduğu adresler vardır. Bu yerler harita vermez, menü göstermez. Onlar sadece yaşanır. İşte bu şehrin gerçek yüzünü gösteren, gizli kalmış birkaç lezzet noktası:
Gülşen’in Mutfağı – Kepez, Varsak Mahallesi
Ev yemeği deyip geçmeyin. Gülşen Teyze'nin açtığı bu minicik lokanta, Antalya’nın kalabalık merkezinden uzakta, Varsak’ta bir ara sokakta gizlidir. Öğlen saat 12:00 gibi gelirseniz taze çıkan kuru fasulyeyi, kabak çiçeği dolmasını ya da el açması börekleri sıcak yakalarsınız. Menü yok, günün yemeği var. Tatlı olarak ise genellikle fırında sütlaç çıkar ve kasenin kenarından süt taşmıştır—tam olması gerektiği gibi.
Öğle yemeğinden sonra yerellerin yaptığı gibi kısa bir yürüyüş ya da bir es verin. Ertesi gün için de kendinize sessiz ama etkileyici bir rota ayırın:
Pamukkale’ye Günübirlik Gezi veya Salda Gölü Üzerinden Pamukkale Turu bu anlamda hem doğaya hem tarihe açılan bir kapıdır.
Ali'nin Pidecisi – Aksu, Kurşunlu Yolu
Burası düz bir taş fırın ve birkaç plastik masa. Pide hamuru incecik, kıyması sarımsaklı, yumurtalısı tam kıvamında. Yanına sadece domates, roka ve ayran gelir. Başka bir şeye ihtiyacınız da yoktur. Öğrenciler, ustalar, sürücüler, bekleyen herkes bir aradadır burada. Ne turist broşürlerinde adı geçer, ne de sosyal medyada süslenmiş fotoğrafları vardır. Ama damakta iz bırakır.
Yol üstü bu pide molasını, doğayla iç içe sakin bir turla birleştirmek isterseniz:
Antalya’dan Suluada Tekne Turu ile şehir kalabalığını bırakıp bir adaya kaçabilirsiniz.
Koçer’in Çorbacısı – Eski Sanayi Mahallesi
Sanayi bölgesinin ortasında gece 03:00’te bile açık. Çorba deyip geçmeyin, burası sadece mideye değil, geceye direnen herkese bir sığınaktır. Mercimekten işkembeye, beyin paçadan kelle çorbaya kadar çeşit boldur. İçerideki sohbet gerçek, hayat kesiti gibidir. Masalar kalabalıksa paylaşılır, garson sizi tanımıyorsa bile çayı söyler. Burası Antalya’nın gece gündüz atan nabzıdır.
Bu sokak çorbası deneyimini ertesi gün yumuşak ama zıt bir deneyimle dengelemek isterseniz:
Kekova & Batık Şehir ve Myra-Demre Turu tarihi ve huzuru aynı anda sunar.
ANTALYA’DA ŞARAP, ZEYTİNYAĞI VE YAVAŞ GURMELİK
Antalya sadece hızlı atıştırmalıklar, sokak lezzetleri ya da deniz kenarında ızgara balık demek değildir. Bu şehir aynı zamanda yavaş yemek yemenin, aromaları fark etmenin, toprağın verdiği tatları tanımanın yeridir. Antalya çevresindeki bağ evlerinde, butik restoranlarda ve zeytinliklere komşu bahçelerde, “gurme” kelimesi klişe değil; gerçek bir deneyime dönüşür.
Likya Şarapları Tadım Evi – Elmalı Yolu, Beydağları Etekleri
Antalya’nın batısında, Beydağları’nın serin eteklerine doğru kıvrıldığınızda küçük bir şarap bağı çıkar karşınıza. Burası Likya Bağları’nın ana evidir. Bağın içinde yer alan taş binada tadım menüleri sunulur: Narince, Kalecik Karası ya da özel beyaz kupajlar. Her şarabın yanında ufak peynir ve zeytinyağı eşlikçileri vardır. Arka fonda kuş sesleri, önünüzde ise üzüm sıraları.
Bağ ziyaretini doğayla tamamlamak isterseniz, Karacaören Gölü ve Şelaleler Tekne Turu yemekten sonra bedeninizi serinletir, zihninizi boşaltır.
ZeytinBahçe – Döşemealtı, Dağbeli Köyü
Burada zaman yavaş akar. Yol tozlu ama sonu lezzetlidir. Girişte taş değirmen karşılar sizi, arka bahçede dev zeytin ağaçları gölge verir. Burada yapılan zeytinyağı sadece tadımlık değil—bir kültür aktarımıdır. Ekmek banılır, kekik serpilir, yanında keçi peyniri sunulur. Yemek değil, törendir. “Sade yağmur, toprak ve güneş” diyerek servis ederler.
Bu doğal deneyimi daha da derinleştirmek isterseniz:
Antalya’dan Kapadokya’ya 2 Günlük Gezi veya 3 Günlük Uzun Program ile Türkiye'nin en ruhani bölgesine geçiş yapabilirsiniz.
Mutfak Sanatları Atölyesi – Kaleiçi, Hıdırlık Sokak
Burada masa yok, garson yok. Sizi karşılayan kişi bir şef. Menü yok, tarif yok. Sadece malzemeler, hikâyeler ve mutfakta birlikte geçirilen birkaç saat var. Katılımcılarla birlikte pazardan malzeme alınır, yöresel tarifler konuşulur, sonra hep beraber yemek pişirilir. Tandırda kabak çorbası, nar ekşili semizotu salatası, tahinli kabak tatlısı... Yemekler kadar, anlatılanlar da doyurur.
Atölye sonrasında farklı bir enerji isterseniz:
Antalya’da Tüplü Dalış Deneyimi ile sessizliğin içine dalın, denizin içinde yeni tatlar gibi keşfedilecek detaylar bulun.
ANTALYA’DA FESTİVALLER, SAHNE SANATLARI VE MÜZİĞİN RİTMİ
Antalya’nın bir sahil şehri olduğu kadar bir sahne şehri olduğunu da bilmek gerekir. Burada tiyatro açık havada, bale antik taşların üstünde, müzik ise sokaktan kulaklığa değil; meydandan kalbe akar. Yıl boyunca devam eden festivaller, dans gösterileri, opera geceleri ve sokak performanslarıyla Antalya, sadece izlenen değil hissedilen bir şehirdir.
Aspendos Opera ve Bale Festivali – Serik, Aspendos Antik Tiyatrosu
Roma döneminden kalan bu görkemli antik tiyatroda, yaz aylarında gökyüzünün altında opera ve bale izlemek bir ayrıcalıktır. Sahneye çıkan her sanatçı, taşların hafızasına bir nota daha ekler. Carmen’den La Traviata’ya, Kuğu Gölü’nden Zorba’ya kadar geniş bir repertuvar. Rüzgârın sesi bile alkışlara karışır.
Festival bileti almak için en pratik yol:
Aspendos Opera ve Bale Festivali Bilet Rezervasyonu
Anadolu Ateşi – Aspendos Arena
Modern dansla halk danslarının birleştiği, disiplinli koreografiyle sahne ateşinin birleştiği bu gösteri, Türkiye’nin en güçlü kültürel ihracatlarından biri. Yüzlerce dansçı, ışıklar, ritim ve hikâye... Sadece bir dans gösterisi değil, bir görsel senfonidir. Gösteri sonrası alkışlar bitse bile gözünüzün önünden geçmeye devam eder.
Bilet ve transferli katılım için:
Antalya Anadolu Ateşi Dans Gösterisi
Kaleiçi Old Town Festival – Ekim Ayı
Antalya’nın tarihi kalbinde gerçekleşen bu festival, şehrin geçmişini bugüne taşır. Surların arasında halk dansları, eski fotoğraf sergileri, açık hava film gösterimleri, yerel müzisyenlerin canlı performansları... Turistten çok yerlilere yönelik olan bu festivalde her köşe başında bir sürpriz vardır. Gözleme tezgahı arkasında eski köy hikâyeleri anlatan teyzeler bile sahne gibidir.
Festivalden sonra geceyi farklı şekilde tamamlamak isterseniz:
Alibaba Korsan Gemisi Gece Turu ile dans pistini denize taşıyın.
ANTALYA’DA SANAT, EL YAPIMI HEDİYELER VE ANILIK PAZARLAR
Bir şehirden hatıra götürmek, magnet ya da kartpostal almakla sınırlı kalmamalı. Antalya’dan dönerken çantanıza bir parça çini, elde örülmüş bir sepet ya da yerel bir ressamın küçük bir tablosunu koymak, sadece alışveriş değil; anıya dokunmaktır. Bu şehir, el emeğinin ve sanatın küçük köşelerde gizli kaldığı bir yerdir. Gözünüz açık, kalbiniz yumuşak gezmelisiniz.
Kaleiçi Sanat Atölyeleri – Tuzcular Mahallesi, Hıdırlık Yolu
Tarihi Kaleiçi sokaklarında yürürken bir anda karşınıza bir atölye çıkar. Kapı aralığından fırça sesi duyulur, içeride küçük bir seramik fırını çalışıyordur. Bu atölyelerde yerel sanatçılar çalışır: minik seramik objeler, cam işçiliğiyle yapılmış nar figürleri, kaligrafiyle yazılmış “hoşgeldiniz” panoları… İsteyene atölye dersi de verilir. Saatler su gibi geçer.
Sanatsal bir öğleden sonra sonrası için öneri:
Antalya Aşağı Düden Şelalesi Tekne Turu ile sessizlik ve doğanın çizdiği bir tablo eşliğinde günü sonlandırabilirsiniz.
Cumartesi Organik Pazarı – Lara, Fener Mahallesi
Burada sadece meyve sebze değil, el işi sabunlar, keçeden çantalar, doğal taşlardan kolyeler de bulunur. Tezgah arkasındaki eller, çoğu emekli öğretmen, ev kadını ya da küçük üreticidir. Bir reçelin tadına bakarsınız, sonra o reçeli yapan kadın size vişneleri nasıl kuruttuğunu anlatır. Alışveriş değil, sohbetli bir ritüeldir.
Bu yerel deneyimi doğanın ritmiyle birleştirmek isterseniz:
Yeşil Kanyon Tekne Turu sizi kalabalıktan uzaklaştırır, pazarda aldığınız zeytinyağını bir dağ manzarasında hatırlarsınız.
Antalya El Sanatları Çarşısı – Cumhuriyet Meydanı Altı
Belediyeye bağlı bu çarşıda yüzyıllık gelenekler modern çizgilerle buluşur. Bakır işlemeciliği, deri cüzdanlar, keçi boynuzu oymaları, ipek şallar… Turistik olmayan ama özel olan eşyalar arayanlar için hazine dolu bir yerdir. Üstelik satıcılar sizi çağırmaz, bekler. Bazen tek kelime etmeden alışveriş yaparsınız.
Çarşıdan sonra kültürel günü tamamlarken bir gösteri izlemek isterseniz:
Troy Dans Gösterisi – Aspendos Arena mitolojik bir hikâyeyi beden diliyle izlemek isteyenlere özel.
SONUÇ – AÇ GEL, HİKÂYELERLE DOLU AYRIL
Antalya’ya güneş ve deniz için gelmiş olabilirsiniz. Ama kendinizi şehre açarsanız, çok daha fazlasıyla dönersiniz. Kumda çıplak ayakla yenen taze balığın anısı. Tanımadığınız biriyle paylaştığınız bir kahve. Gözlerinizi kapattıracak kadar güzel bir baklava. Gün batımında kaldırılan bir kadeh, sadece yaşadığınız için şükrettiren bir an...
Antalya bir varış noktası değil. Sizin için kurulmuş bir masa. Gündüz, gece, deniz kenarında ya da ağaç altında. Müzikli ya da sessiz.
Aç gel. Yemek için, insan için, güzellik için.
Dolu dön. Tatla, sıcaklıkla, gerçekten bir şeyle.